Cecilia'nın Kaybedilmiş Aşk Mektubu - 2. Bölüm

15:07 Yazabilen Yaratık 0 Comments

Çocukluğum, salıncak sırası beklerken, tüm insanlık tarafından katledilmişti. 

Seninle karşılaşmadığımız yüzyıllar oldu mu diye sormuştun bana. Birinci Dünya Savaşı'ndan 48 yıl önceydi. Ben daha o zaman gözleri yeşil, göz bebeklerinde siyah noktalar olan bir kız çocuğuydum. Seninle karşılaşmak için parklarda bekliyordum. Sen hangi ülkedeydin, bilmiyordum. Sadece her çocuk gibi, mutlu olacağımız yerlerin sadece parklar olduğunu düşünürdüm. Salıncakta sallananları izlerken sadece öleceğim yerin bir park olacağını umut edemeyecektim. Silahların patlamasıyla beraber, pek çok çocuk gibi ben de öldüm. Bunları mektubuma yazmak istemiyordum fakat mutsuz ve bensiz öldüğün 1800'lü yıllarda bu yaşanmıştı. Neden o yüzyılda birbirimize aşık olmadığımızı hala sorguluyorum. Neden ben bir kız çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve ölmüştüm. Öldürenler kimlerdi diye uzun uzun düşünüyorum şu anda. Çayımı bile yudumlamak istemiyorum, gerginim, üzerimde büyük bir yük ve her şeyin sorumluluğu olan günler yaşıyorum Cecilia. Aslında gülümsediğimi sadece senin görebiliyor olmanı mucizevi buluyorum fakat o yüzyıl. 

O yüzyıldaki ölüm sahnesini birkaç gündür rüyamda görüyorum. Sen benden üç yaş büyüktün ve sadece insanları öldürmenin hazzına varıldığı o yüzyılda parktaki çocukları sadece bir kişi öldürebilirdi. Sen o kişiydin, biliyordum, rüyamda gördüm. Bunu bilerek yapmamıştın fakat ama ölümümü sen istemiştin, ben buna dayanmak için karnıma sıkıca bastırmandan anladım. Sen akan kana karşılık, yüzümü hayranlıkla bakıyordun Cecilia, sen bunların olabileceğini bilmediğinden, yüzümdeki gülümsemeyi yok edecek bir ressam ararken beni öldürebilmiştin. Ağlamıyordun, sadece göz bebeklerin büyüktü ve beni neden öldürdüğünü bile soramadan, vazgeçebilmiştim bir Cortazar şiirindeki tını gibi. Benimle böyle, ellerindeki kanların ve ruhundaki insan öldürme duygunla karşıma çıkmıştın. İnsan ölürken bile aşık olmaktan vazgeçemiyor. Bu yüzden seninle sadece birlikte olmayı seçmedik. Ayrı olmayı da öldürdüğün sabahta, o salıncakların daha koyu, zamanın daha kahverengi, tozların bile daha gerçek olduğu 19. yüzyılda, beni öldürdüğünde tanışmıştık. Üzerimdeki parlak mavi kıyafet ve bir kız çocuğuna yakışır güzellikte gülüşümle, karnımdaki kanın yayılışı gibi şimdi yanağındaki beni gördüğündeki kızarıklık. Bu yüzden biz farklı yollardayız, sen beni öldürdüğün sabahtan dolayı ayrı olmayı da bir o kadar sevdik, bu yüzden aşk mektuplarımızda hep bir gitmek vardı.Ben dini inançların, Tanrı'nın ve karınca yiyenlerin arasından zamanı durdurarak, yağmuru susturarak, sevgimi ve ölümleri beraberinde getiriyorum. Sen bir ölümle beni sevebilirdin, ben bir yok oluşla sana kalabilirdim. Biz zaten zamanı durduracak kadar birbirimizi yok edecek kadar sevebiliyorduk. Tanrı tüm 19. yüzyılın aşklarının belasını versin Cecilia. Bu yüzden evlerimiz, zamanlarımızın ayrılığından acı çekmiyor, uzaktaki yollardan, kıtalar arasındaki tebessümlerden güç buluyorduk. Hiçbir zaman tek başına bir anlam bulamamıştım rüyalarda. Söylemiştim ya, en çok seni Birinci Dünya Savaşı'nda sevdim diye. Seninle öpüşmediğimiz tek yüzyıldı o. Ölüm esnasında kanlarından arasından dudaklarıma dokunduğun ve üst dudağımı da dilinle sevdikten sonra tüm zamanı sana bırakarak ve senden anlamsızca intikam alır gibi yalnız kalabilmiştim. Unutma her zaman senden önce ben öldüm. Bu yüzden sana 21. yüzyılda nerede olduğumu ya da nasıl öleceğimi, son mektubumda yazacağım. Sen şimdi, sadece pencereni aralamalısın, biliyorsun yağmurda hep bir kedi yavrusu ölür ve biri kurtulur. Ben de kapısı çalınmadan girilen odalardan, saygı duyulmayan gecelerden ve sevişmekten kaçtığım her insandan sonra kendimi boğuyorum. Şimdi bir trafik tabelası altındayız, çünkü ölmeden önce bana orada sarılmıştın ve biliyoruz ki ilk trafik işareti 19. yüzyılda kullanıma başladı ve ben seninle hep oradan ayrılır gibi, yanından ayrıldım. Sigara içmeye gidiyorum Cecilia, sen hala uyumadıysan, gece gibi kalbimi hatırla. Arkaya dönüp bakarken hiçbir zaman ölmeyeceğim. Lal gibi sessiz bir Gece'de anneler günün kutlu olsun.

You Might Also Like

0 yorum: